Türkiye Barolar Birliği (TBB), Yargıtay 3. Dairesi’nin Can Atalay kararının neden olduğu yargı krizinde Anayasa Mahkemesi’ni (AYM) ve haklarında çeşitli ithamlarda bulundukları Yüksek Mahkeme üyelerini hedef gösteren haberleri yapanlar ile yayınlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu duyurdu.
TBB’nin konuya ilişkin açıklaması şöyle:
“Türkiye Barolar Birliği (TBB), A Haber ve Yeni Şafak Gazetesi’nde; Anayasa Mahkemesi’ni ve haklarında çeşitli ithamlarda bulundukları mahkeme üyelerini hedef gösteren haberleri yapanlar ve yayınlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuştur.
Söz konusu haberlerde; ‘AYM’nin kararı FETÖ ve PKK’ya yol açtı! Can Atalay hakkında ‘ihlal’ kararı veren 9 üye kim?’ ve ‘FETÖ ve PKK’ya kapı açtılar’ başlıkları altında; Hatay Milletvekili Ş. Can Atalay hakkında ihlal kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin fotoğrafları haber görseli olarak paylaşılmıştır. Ayrıca, üyeler isimleri dikkat çekecek şekilde koyu harflerle yazılarak hedef gösterilmiştir.
Haberde yer verilen ifadeler ise Anayasa yargısının fonksiyonunu ve hukuk sistemindeki konumunu hiçe sayan, Anayasa yargısını itibarsızlaştırmaya yönelik ithamlardır.
Bu sebeple söz konusu haberleri yapanlar ve yayınlanmasını sağlayan sorumlular hakkında ceza soruşturması yapılarak;
Türk Ceza Kanunu’nun 217/A maddesi uyarınca ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’, 267. maddesi uyarınca ‘iftira’, 288. maddesi uyarınca ‘Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’, 301. maddesi ile düzenlenen ‘Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçları ve Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesinin 1. fıkrası kapsamında kamu davası açılması talep edilmiştir.”
NE OLMUŞTU?
Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs’ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilmişti. Atalay’ın, “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yapılmıştı.
Sürecin devam ettiği sırada Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.AYM de başvuruyu kabul ederek oy çokluğuyla 25 Ekim’de Can Atalay’ın “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmişti. AYM’nin kısa kararı Gezi davasına bakan ve hükmü veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti.
Can Atalay’ın avukatları tahliye başvurusu yaparken Mahkeme, dosyada karar verme yetkisinin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nde olduğunu belirterek dosyayı bu daireye göndermişti.
Yargıtay ise AYM kararını tanımadığını belirterek söz konusu kararda imzası bulunan üyeler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Türkiye’de yaşanan yargı krizine ilişkin siyasilerden peş peşe açıklamalar gelirken, yandaş Yeni Şafak ise AYM üyelerini hedef göstermişti.